Kazı İşlerinde Tehlike ve Riskler
Kazı çalışmaları, inşaat sektörünün olmazsa olmaz işlerindendir. Şantiye ve yapılan işin niteliğine bağlı olarak birçok kazı türü bulunmaktadır. Açıkta yapılan serbest kazılar, yeraltı kazıları, baraj ve hidroelektrik santral kazıları, yol kazıları, tünel kazıları, sıyırma, temizlik ve şekil verme kazıları ile kanal kazıları (hendek kazıları) bu kazı türlerinden sadece bazılarıdır.
Her kazı çalışması benzer tehlike ve riskler içermekle beraber, çalışma ortamı, kulla-nılan kazı teknikleri ve iş ekipmanlarına bağlı olarak farklı tehlike ve riskler de içere-bilmektedir. Örneğin; içme suyu, sulama suyu, atık su, yağmur suyu, drenaj ve doğalgaz boruları vb. işler için dar olarak yapılan kazılarda (altyapı kanal kazıları) farklı riskler söz konusu olabilmektedir.
Yeni yapılacak çalışmaların yanı sıra mevcut imalatların onarımı, değiştirilmesi sırasında da bu kazılar açılmak suretiyle çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Aşağıda yer alan görsellerde boyu eninden önemli ölçüde uzun olan ve derinliğin genişlikten fazla olduğu kanal kazısının diğer kazılardan farkı görülmektedir.
Kazı çalışmalarında dikkat edilmesi gereken hususların ve alınacak önlemlerin belirlenmesi ve bu çalışmaların sağlıklı ve güvenli şekilde yürütülebilmesi amacıyla ülke-miz mevzuatında yer alan en önemli düzenleme Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'dir. Bu düzenlemenin dışında ayrıca Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği, Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği ve Alt Yapılar İçin Afet Yönetmeliği'nde de kazı işleri ile ilgili bazı hükümler bulunmaktadır.
Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği, kazı işleri ile ilgili İSG hükümlerinin yer aldığı en kapsamlı yönetmeliktir. Yönetmelikte kazı işi öncesi ve kazı çalışması sırasında yerine getirilmesi gereken hususlar belirtilmektedir.
Kazılarda zemin yapısı, iklim koşulları, kazı alanı yakınlarında meydana gelebilecek sarsıntılar, çevredeki su kaynakları ve fazla yük kuvvetleri göz önüne alınarak uygun şev açılarının belirlenmesi ve/veya statik hesabı yapılmış uygun destek ve setlerin kullanılması ile kazı yüzeyleri, şevlerin eğimi ve yüksekliğinin zeminin yapısına, sağlamlığına ve çalışma yöntemlerine uygun seçilmesi ve kazılarda yan duvarların göç-memesi için gerekli tedbirlerin alınması bilhassa kanal kazısı çalışmalarının güvenliği açısından yönetmelikte geçen önemli hükümlerdendir.
Alt Yapılar İçin Afet Yönetmeliği'nde daha çok jeoteknik etüt (zemin etüdü) ile ilgili hükümler yer almakta ve zemin koşullarının belirlenmesi ile iletim hatlarında yapılacak çalışmalar sırasında uygulanacak hükümler yer almaktadır. Ayrıca imalata ilişkin esaslarla birlikte boru ferşiyatı (döşeme), hendek açılması ve hendeğin dolgusunda gerekli her türlü emniyet önlemlerinin alınmasına dair hüküm yer almaktadır.
Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nde yerüstü maden işlerinin yapıldığı işyerlerinde uyulması gereken kazı işleri ile ilgili hükümler yer almaktadır.
Kazı çalışmaları çalışmanın niteliği ve ortam gereği birçok tehlike ve risk barındırmaktadır. Bu tehlike ve riskler şu şekilde sıralanabilir:
• Göçük
• Çalışanların kazıya düşmesi
• Çalışanların üzerine düşen yükler
• Tehlikeli atmosfer (Duman, oksijen yetersizliği, zehirli, yanıcı ve patlayıcı gazlar)
• Yeraltı hizmetleri ve üstten geçen enerji hatları ile temas
• Araçlar, ağır ve mobil ekipmanlar
• Dar alan
• Kazıya giriş ve çıkışlar
• Su birikmesi
• Malzemelerin yanlış ve uygunsuz kullanımı
• Zemindeki kablolar ve kesici, ağır, körelmiş nesneler
Bu tehlike ve risklerin içerisinde en çok kayba neden olan tehlikeyi ise çalışma sırasında toprağın kazı yapılan alanının kenarında çeşitli sebeplerden dolayı çözülüp gevşemesi sonucu aniden kazı yapılan yere doğru ayrılıp kayması veya düşmesi şeklinde gerçekleşen göçük kazaları oluşturmaktadır.
Toprağın kayması, devrilme, parça düşmesi gibi oluşumlar neticesinde meydana gelen göçükleri tetikleyen birçok faktör bulunmaktadır. Hem çalışma ortamı hem de çevresel etkilerle doğrudan ilgili olan bu faktörler, kazı stabilitesini olumsuz şekilde etkileyerek göçüğün oluşmasına neden olmaktadırlar. Göçüğe sebep olan ya da oluşumunu hızlandıran bu faktörler şu şekilde sıralanabilir.
• Zemin türü (nitelikleri)
• Nem miktarı
• Titreşimler
• Ağır yükler (Hafriyat yığını, iş makineleri)
• Yakındaki mevcut yapılar
• Önceki kazılar
• Hava ve çevre koşulları
• Kazının açık kaldığı süre miktarı
Aşağıdaki görselde bazı göçük sebepleri gösterilmektedir.
Kazı çalışmalarında risk değerlendirme sonuçları da dikkate alınarak göçük riskine karşı koruyucu tedbirlerin alınması son derece önemlidir. Farklı açılarda şev ve kademe oluşturulması, çeşitli tipte iksaların yapılması ve taşınabilir hendek kaplama sis-temlerinin kazı içerisine yerleştirilmesi gibi tedbirler en temel örnekler olarak gösteri-lebilir. Alınacak tedbirlerin seçimine önem verilmeli ve bu tedbirlerin yeterliliği ve kontrolü takip edilmelidir.
Şev ve Kademe Oluşturulması:
Çalışanların korunması amacıyla kazı kenarlarına şev verilmesi eğimli sistemi oluştur-maktadır. Göçüğün engellenmesi için gerekli olan bu eğim zeminin türüne, çevre şartlarına ve kazı kenarında bulunan ağır yüklerin kapsamı gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.
Kazı kenarlarının bir veya daha fazla yatay düzlem veya basamaklara ayrıldığı ve bu basamaklar arasındaki yüzlerin genelde dik veya dike yakın olduğu sistemler ise kademeli sistemleri oluşturmaktadır. Şevlerin stabilitesi arttırmak amacıyla yapılan kademeli şev (palye) uygulaması olarak değerlendirilmektedir.
Göçük riskine karşı izin verilen eğimlerin belirlenmesinde; saha ve çevre koşulları, zemin bileşenleri ile zemin yapısı gibi kriterler göz önünde bulundurularak kazı yapılacak zeminin niteliklerine önem verilmelidir. Nitekim ülkemiz İSG mevzuatında da şev açılarının belirlenmesinde zemin yapısı, iklim koşulları, kazı alanı yakınlarında meydana gelebilecek sarsıntılar, çevredeki su kaynakları ve fazla yük kuvvetlerinin göz önüne alınması zorunlu tutulmaktadır. Ayrıca kazı yüzeyleri, şevlerin eğimi ve yüksekliğinin zeminin yapısına, sağlamlığına ve çalışma yöntemlerine uygun seçilmesi hükmü yer almaktadır.
İksa Yapılması:
Koruyucu tedbirlerin diğer bir seçeneği olan destekli sistemlerden iksa uygulamasına şev vermenin uygulanabilir olmadığı durumlarda başvurulabilmektedir. İksa sisteminde kullanılacak malzemelerin niteliğine göre farklı tipte iksalar mevcuttur. Hangi tipte iksa kullanılacak olursa olsun, göçük riskine karşı kullanılacak iksa sistemlerine ait malzeme ve ekipmanların üretici talimatları dikkate alınarak kullanılması ve kontrollerinin yapılması önem arz etmektedir. Bu malzeme ve ekipmanlar hasar görmeleri halinde ise uzman kişi tarafından incelenmelidir. Ayrıca destekli sistemlerin çalışanları göçükten, yapısal çökmelerden ya da koruyucu sistemin bileşenleri arasında sıkışmaktan koruyacak şekilde kurulması ve sökülmesi sağlanmalıdır. Ülkemiz İSG mevzuatında da kazı işlerinde destek ve setlerin kullanılması, alınacak tedbirler için bir seçenek olarak belirtilmektedir.
Ahşap malzemeler tarih boyunca iksa amacıyla kullanılmıştır. Bu malzemelerin kullanımı göçük riskine karşı iyi bir koruma sağlayabilmektedir. Ancak malzemelerin maliyeti, kullanım ömrü ve iksa sisteminin kurulması için harcanan emek gibi unsurlar koruyucu sistem seçiminden önce dikkate alınmalıdır.
Yukardaki görselde ahşap elemanların gösterildiği ahşap iksa kesiti yer almaktadır.
Ahşap iksa kullanımının dışında alüminyum hidrolik iksa sistemlerinin kullanımını da göçük riskine karşı alınabilecek koruyucu önlemlerdendir. Alüminyum hidrolik iksa, ön mühendisliği yapılmış alüminyum hidrolik silindirlerden (takviye kirişleri) oluşan ve dikey raylar ya da yatay raylar ile birlikte kullanılan iksa sistemidir.
Alüminyum hidrolik iksa sistemleri çalışanlar hidrolik iksa sistemini kurup sökmek için kazı içerisine girmek zorunda olmadıklarından güvenlik açısından ahşap iksa sistemle-rine göre avantajlıdır. Ayrıca bu sistemlerin hafif olması ve farklı kazı derinlik ve genişliklerine göre kolayca uyum sağlaması diğer bazı avantajlarındandır.
Kalkan Yerleştirilmesi:
Genellikle çelik bir çerçeveye kaynaklanmış çelik plakalardan oluşan taşınabilir yapı-ları teşkil eden Kalkanlar/hendek kaplama sistemleri de koruyucu tedbir alternatiflerindir.
Kalkan sistemlerinde kazı yüzünün desteklenmesinden ziyade öncelikli amaç; göçük ya da benzeri bir olay olduğunda kalkanın içerisinde yer alan çalışanın bu olaylara karşı korunmasıdır. Bu sistemde, kazı içerisinde kalkan ile kazı kenarları arasında boşluk bulunduğunda kazı kutusunun yatay yönde hareketinin önlenmesi için bu boşluklar toprakla doldurulmaktadır.
Kurulum ve söküm için özel kaldırma noktalarının yer aldığı kalkanlar ekskavatör ile kaldırılıp indirilerek kazı içerisine yerleştirilmektedir. Kalkanların kurulum, kullanım, söküm ve bakım hususlarında üretici talimatları her zaman dikkate alınmalıdır. Ayrıca üretici talimatları doğrultusunda uygun şartlarda saklanmalı, taşınmalı ve uzman kişi tarafından hasarlara karşı düzenli olarak incelenmelidir.
Gerek kalkanların gerekse yapımı tamamlanmış her çeşit iksa sistemlerinin düzenli şekilde kontrol edilmesi önem arz etmektedir. Örneğin hidrolik iksa'da borulardaki muhtemel sızıntıların, bükülmüş, çatlak ya da kırılmış parça ve kısımların tespiti gerekmektedir. Ahşap iksa'da kusurlu keresteler, çatlamış kaplamalar ve birleşim noktaları yine aynı şekilde kontrol edilmelidir. Kalkanlarda ise yapısal hasarlar, kiriş ve manşonlar üzerindeki kaynaklarda oluşabilecek çatlaklar, deforme olmuş plakalar, bükülmüş veya eksik kirişler ve diğer kusur ve bozulmaların incelenmesine önem verilmelidir. Aşağıda yer alan görselde kalkanda oluşabilecek muhtemel kusurlar gösterilmektedir.
Kazı çalışmalarında göçük riskinin dışında ciddi yaralanmalara ve ölümlere neden olabilecek daha birçok tehlike ve risk mevcuttur. Dolayısıyla güvenli bir kazı çalışması yapmak için öncelikle çalışmanın her bir aşamasının uzman bir kişi tarafından gözetlenip denetlenmesi ve uzman kişinin çalışanlar ile işbirliği içerisinde onlara gerekli güvenlik talimatlarını vermesi gerekmektedir. Çeşitli tehlike ve risklere karşı dikkate edilecek hususlar şu şekilde sıralanabilir.
• Seviye farkı olan veya düşme sonucu yaralanma ihtimalinin olduğu kazı alanların-da çalışanların düşmelerini engellemek için çalışılan alanın etrafının çevrelendiği, ara ve üst korkuluklardan oluşan yeterince sağlam bariyerler kullanılmalıdır. İn-sanların kalabalık olduğu umuma açık yerlerde ise bu işlem derinlik gözetilmeksizin yapılmalıdır. Daha dikkat çekici olması için parlak renkteki bariyerler, çeşitli işaretler kullanılmakta, işaretlerin yeterli olmadığı durumlarda işaretçiler de yerleştirilebilmektedir.
• Kazıya yuvarlanma ya da düşme riski olan malzeme ve ekipmanlar kazı kenarların-dan uzakta bulundurulmalı veya gerekli desteklerle tutulmalı ya da her ikisi birlik-te yapılmalıdır. Araç ve damperli kamyonlar ise bariyerler, uyarı işaret ve sinyalleri kullanılarak çok daha uzakta tutulmalıdır. Araçların kazıya toprak boşalttığı du-rumlarda, araç tekerleklerinin arkasına takoz yerleştirilerek ya da benzeri tedbirler ile bu araçların kazı kenarına fazla yaklaşmasının önüne geçilmelidir.
• Oksijen yetersizliği olan veya tehlikeli atmosferin olduğu veya olması beklenen her kazıda ilgili testler yapılmalıdır. Tehlikeli atmosferler kazı yakınında çöp sahası bulunması ve tehlikeli maddelerin kazıya yakın bir yerde depolanmasından dolayı oluşabilir. Ayrıca oksijenin %19,5'tan az ve %23,5'tan fazla olduğu ortamlar, yanıcı gaz konsantrasyonunun alt tutuşma limitinin %20'sinden fazla olduğu durumlar ve konsantrasyonları limit değeri geçen tehlikeli maddeler de tehlikeli atmosfer kap-samındadır. Tehlikeli bir ortamla karşılaşılması durumunda çalışanın buraya girme-sine izin verilmemeli, uygun havalandırma sağlanmalı ve çalışan gerekli solunum koruyucu ekipmanlarını aldıktan sonra kazıya girmelidir. Ayrıca bu kazılardaki ortam düzenli bir şekilde test ve kontrol edilmelidir. Bu testler eğer kazının içinde çalışan bir araç varsa ve kaynak, kesme, yakma gibi işlemler yapılıyorsa sıklaştırılmalı, acil duruma karşı her türlü sağlık ve güvenlik araçları bulundurulmalıdır.
• Yeraltı hizmetleri de çalışanlar için büyük tehlike oluşturmaktadır. Gerek elle gerekse kazı makineleriyle yapılacak her türlü kazıdan önce kazı yapılan yerde elektrik kabloları, su boruları, gaz boruları, telefon hatları ve kanalizasyon hattı olabileceği düşünülmelidir. Kazıya başlamadan önce, yeraltı hizmetleriyle ilgili kurum ve kuruluşları başvurulmalı ve bu hizmetlerin yerleriyle ilgili tüm bilgi ve çizimler işe başlanmadan önce alınmalı, ayrıca kazı yapılacak yerde yeraltı hizmetlerine dair bir iz olup olmadığını anlamak için görsel olarak da incelenmelidir. Alınan bu verilerin; aradan uzun yıllar geçmesi, kazı yerinde çok çalışma yapılmış olması gibi nedenlerden dolayı muhtemelen tam bir kesinlik içermediği durumlarda ise yeraltı hizmetlerinin yerlerinin tespiti için uygun yer bulucu cihazlar kullanılmalı ve bu cihazların kullanımı eğitim almış kişiler tarafından yapılmalıdır. Yerleri tespit edilen bu hizmetler, hatları boyunca uygun şekilde işaretlenerek belirtilmelidir. Kazara vurulan elektrik kablosu; tüm çalışanların elektrik şokuna maruz kalmasına, yakındaki gaz hatlarında bir hasar olması durumunda ciddi yangın ve patlamalara sebep olmaktadır.
Bu yüzden bu kablolar, kablo bulucu cihazlar kullanılarak net olarak tespit edilmeli-dir. Ayrıca gömülü kabloların yerleri hakkında ipucu bulmak amacıyla çevrede bulunan trafik işaretlerine, sokak lambalarına da dikkat edilmelidir.
Elektrik kabloları gibi gaz hatları da ciddi yangınlara ve büyük patlamalara sebep olmaktadır. Gaz sızıntısı duyulması halinde hemen ilgili kurum aranmalı, çalışanla-rın hızlı bir şekilde kazıyı gazın birikmesi ihtimaline karşı boşaltması sağlanmalıdır. Ayrıca ateşlemeye sebep verebilecek çalışan araç motorları gibi cihazlar da hemen durdurulmalıdır.
Su hatlarında meydana gelen bir hasar yarılan borudan su jetinin çıkmasına, kana-lın suyla dolmasına dolayısıyla çalışanların boğulmasına, diğer yeraltı hizmetlerinin zarar görmesine ve zayıflayan kazı kenarlarından dolayı göçükler oluşmasına neden olmaktadır. Kanalizasyonlarda ise basınçlı bir akıştan ziyade yerçekiminden doğan bir akış söz konusu olduğu için bu hizmetlere vurulması durumunda karşılaşılacak ana tehlike kirlilik olmaktadır.
Elektrik, gaz, su ve kanalizasyondan kaynaklanan tehlikelerin dışında ayrıca nitro-jen, argon gibi çeşitli gazların, zehirli ve yanıcı sıvıların taşındığı borular ve de yara-lanma riski düşük olsa da telekomünikasyon hatlarının oluşturduğu tehlikeler de göz önünde bulundurulmalıdır.
• Üstten geçen enerji hatları kazı araçları ve diğer uzun ekipmanlar için büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Eğer mümkünse bu hatların altında çalışmaktan kaçınılmalı veya hatlardan geçen akım durdurulmalıdır. Bunlar da mümkün değilse operatör, ekipmanlarla enerji hatları arasında olması gereken asgari uzaklıklara dikkat etmelidir.
Ancak alınan tedbirlere rağmen, ekipman enerji hattıyla temasa geçmişse, aşağıda belirtilen hususlara dikkat etmelidir.
• Ekipmanda kalınmalı, ekipmana ve zemine aynı anda dokunulmamalıdır. Zeminle temas halindeki herhangi bir şeye dokunmak ölümcül olabilir.
• Yardımcı ekipmanları kullanan çalışanlar da o ekipmanda kalmalı, onlar da zemin ve ekipmana aynı anda temastan kaçınmalıdırlar
Diğer çalışanlar da aynı şekilde ekipmandan uzak tutulmalı ve ekipmanın herhangi bir parçasına dokunmamaları konusunda uyarılmalıdır.
• Enerji hattının durdurulması için ilgili kurum ile acilen irtibata geçilmelidir.
• Mümkünse, makinede kalmak suretiyle makine hareket ettirilerek teması kesme denenebilir.
• Eğer teması kesmek mümkün değilse, enerji hattı kapatılana kadar (makine üstün-de kalarak) makine hareket ettirilmemelidir.
• Eğer yangın gibi acil bir durum makineyi terk etmeye zorlarsa, ayaklar bitişik bir şekilde açıkça atlanmalıdır. Eğer aynı anda, vücudun bir kısmı zeminle diğer kısmı da ekipmanla temas halinde olursa, akım vücut üzerinden geçer.
• Asla yerde adım atılmamalı ve küçük adımlarla ayaklar sürünerek uzaklaşılmalıdır. Büyük adımlar atılmamalıdır. Zemindeki voltaj farkından dolayı, bir ayak diğerine göre daha yüksek bir voltaj alanında olabilir ve bu fark kişiyi öldürebilir.
Ayrıca bir kaza olunca, kazazedeye ve kazazedeyle temas halinde olan herhangi bir şeye asla dokunulmamalıdır. Mümkünse temas kesilmeli, hemen acil servisler aranmalı ve ka-zazedenin teması kesilmişse ilk yardım uygulanmalıdır.
• Kazıların giriş ve çıkışları, özellikle acil bir durum olduğunda çalışanların güvenli bir şekilde kaçmalarını sağlamalıdır. Kazılarda güvenli giriş ve çıkışı sağlayan mer-divenler, basamaklar, rampalar veya diğer ekipmanlar bulundurulmalı, bunların çalışanlara yakın olması sağlanmalıdır. Ayrıca kazıda bulunan merdivenler kazının 90 cm üzerine uzanmalıdır. Güvenli giriş ve çıkışta kullanılan bu ekipmanlar sağlam bir şekilde monte edilmeli ve çalışan için yeni bir tehlike oluşturmamalıdır.
Aşağıdaki görselde kazı içerisinde yer alan el merdiveni görülmektedir.
• Kazıya su birikmesi ve kazıdaki durgun su kazı kenarlarını zayıflatmakta ve tehlikeli bir durum oluştuğunda çalışanların kaçmasını zorlaştırmaktadır. Kazıya su girişi ve birikmenin engellenmesi için gerektiğinde çeşitli engellerin ve su yollarının açılması sağlanmalıdır. Su tahliyesi için uzman gözetiminde su boşaltma ekipmanı kullanılmalı, yüzey sularının yönleri kazıya su girişini engelleyecek şekilde başka yönlere çevrilmeli, her yağış-tan sonra ve çalışanlar kazıya tekrar girmeden önce kazı uzman tarafından kontrol edilmelidir.
• Ekskavatörler, arka kepçeli kazıcılar gibi ağır ve mobil ekipmanlar operatörlerin ve zemindeki insanların yaralanmasına ve ölümüne sebep olmaktadır. Bu makineler-le çalışma sırasında uygun el işaretleri kullanılmalı, bu makinelere binilip inilirken 3 nokta teması kuralına dikkat edilmelidir.
Ayrıca bu araçların sesli uyarı sistemleri bulunmalı ve yakınına görevli olanlar dışın-dakiler asla yaklaşmamalıdır. Görevliler ise operatör tarafından görülebilecekleri, makineye uygun bir uzaklıkta bulunmalıdırlar.
• Ayrıca kazı yapılan yerin temiz olması kaza oluşmasını engellemede önemlidir. Kazı zemininde bulunan kullanılmayan araç ve gereçler, tahta parçaları, her türlü çöpler ortalıktan kaldırılmalıdır.